18 Aralık 2008 Perşembe


İstiklal kitabevinde bir adam vardır. 8O'ler kıyafetleri giyer, ama hani en güzellerinden. Bir nevi janti görünür ama aslında yalındır. İspanyol paça, yelek, örme kazak vs. Ben hep gelir geçer bayılırdım onun kıyafetlerine. Size bir sır vereyim tangodan çıkıp hep o kitabevine girer şiir rafına uğrar bir iki dize okur, o dizeleri yanıma alıp öyle geçerim eve. Bugün yine öyle bir gündü. Tangojean'den çıktım, İstiklal kitabevine girdim. Yeni keşfettiğim kadın yazar Lale Müldür'ün bir şiirini yuttum. Yanımda Ümit Yaşar Oğuzcan'ı nasıl bulduğumu soran adamın eline Edip Cansever yerleştirdim. Ve gene o 80'ler adamının ne güzel giyindiğini düşündüm. Sonra durdum. Ona dönüp bu düşüncemi ona da söyledim;

- sizin çok güzel giyindiğinizi düşünüyorum.

çok mutlu oldu hissettim, ben de mutlu oldum.

Bugün içimdeki bir tümceyi dışsallaştırdım. Bugün çekingenliğimi değiştirdim.


Hiç yorum yok: