29 Kasım 2011 Salı


Okuduğum her şiir içimi acıtıyor yazmıştım. Sonra birileri yoruma öyle bir şiir yazdı ki, okuduğumda içim güldü. Gözden kaçar diye paylaşıyorum;

Yaşamak güzel şey

Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.

Melih Cevdet ANDAY

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Taksim tesadüflerinin en son günün de sayende farkettim ki orada en güzel Mephisto önünde beklenir gelecek kişi...tüm buluşmalar arka fonda çalan müzik eşliğinde daha başkalaşıyor...

Oldu biraz zaman, kırmızı paltolu kadın, şemsiye , hafif yağmur üçlüsünün , kısa beraber ve uzun ayrı yürüyüşlere sebep oluşu ,içten gelen her sesi sustururcasına daha baskındı yaz-a-mamak fikri.ama iç işte...

''Yaşamak güzel şey'' bir parça ''iç''ini güldürdüyse , az buçuk huzura aralık açtıysa ne mutlu ...zira dün 2 kere, farklı yollardan boşuna çıkmamış demek bu şiir karşıma...

Sevgiler,

Adsız işte.
(izninle hala,sadece öyle...)

cansu dedi ki...

İçin kanarsa yazarsın.Yazdıkça hem kanar hem rahatlarsın. Kartalın daha uzun yaşamak için kendini parçalaması misali.

Bu aralar öyleyim. Açık yara, dürüst şarkı.

Mephisto konusunda haklısın. Nasıl da güzledir. Sana bir sır vereyim, benim evim orası. Küçüklüğümden beri her gece pijamalarımı giyip orada uyurum. Her korktuğumda oraya saklanırım. Kocaman bir müzik kutusu. Bu aralar hep oradayım. Zihnen.

Ben.. sevindim tekrar yazmana. Başka bir samimiyet oldu bizimkisi. Küçük prensin gül'ü misali.. alıştım ses duymaya.

bir de tabi tesadüflerin garipliği var. ben hayatımın en büyük ağlamasını yaparken yamacımda olman coğrafya bilgimi yeniden sorgulamama neden oldu. Daha kaderci bilimler kuşağı.

Hala gökten kırmızı yağmurlar yağıyor. Soruyorum;
Ne zaman mor filler uçacak?

sevgiyle,
cansu