29 Eylül 2009 Salı

Günaydın :)


Uzun zamandır pek bir yazasım gelmiyordu. Hep bir neden bulur, ya da sıklıkla yazmayı aklımdan bile gecirmez haldeydim. oysa müsvettelere ne de cok karaladım. buraya yazamama nedenim sanırım degisiklik yapmaya olan direncim, çocuk gibi küslüğüm, ve daha bir çok başka etken...

Oysa ne çok ne çabuk geçiyor hayat. Teoman'ın bir şarkısı vardı. Der ki: Vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatlar geçiyor... Gerçekten de öyle. Küsmek çok lüks bu oyunda.

Kısa lafları severim. beni uyandırır. Onu bulana kadar ararsın. Hatta bazılarını o sanırsın ama o değildir ve sen bunu kısa sürede anlarsın. İşte dün onu buldum ben. Londra'da izlediğim bir viedo. tekrar dinledim, hatta metnini okudum. daha once duydugum, beni etkileyen ama simdi yuregimden vuran, tekrar ayağı kaldıran o lafı duydum. ben onu buldum, o bana kavuştu:

-"noktaların bir gün birleşeceğine inanmak zorundasın".

Bugünkü değişikliğim inanamakla ilgili.. noktaların birleşeceğine inanmak.

Vidoyu ve metnin tamamını asagıdaki linkten bulabilirsiniz:

http://www.fikiratolyesi.com/2006/03/14/ac-kal-budala-kal/

Bugün uyandım. "ne çok şey var kendinden başka, sevdikçe anlarsın" demiş bir bilge. ben ne çok aynaya bakmış, ne çok kendime üzülmüşüm.

Oysa hayat keyifli bir oyun, tadını çıkarmak için kendime izin veriyorum.

Let it be...

Hiç yorum yok: