10 Ocak 2009 Cumartesi

Bu iki gün yine verimli geçti;
perşembe günü;

Sushi yemeye bayıldıgımı bilenler bilir, bir projemizin teslim edilisini kutlamak icin buraya gittik ve ben hep yediğim sushiyi değiştirdim.
boza içtim (ben yanına leblebi yemezdim, yedim :)

cuma günü;

karışık bir gündü, oyle ki herkesi gordum gibi hissediyorum. bir kişi hariç..
oncelikle sabah Fransız Kültür Merkezindeki Atilla Dorsay'ın sergisine gittim. Güzel bir sergi tavsiye ederim. Sergi kısmı bir bekleyiş.. bir nedeni vardır eminim..

Hersey aksam bir arkadasımın arkadasının buradaki dogum gunune gidişimle basladı. Mezgitli ilk defa yenilen bir meze denendi. Ben bu mekana ba-yıl-dım. Sahibi Metin Bey'e ayrıca bayıldım. Hani enerjisi yuksek insanlar vardır. Kendi içinde kısır dongularde bogulmazlar, guclu, açık ve kolay adapte olabilen, andan keyif alan tipler vardır ya, işte oyle biri. Bir denizci, o kadar ki soylemese bile uzerine sinmis deniz kokusundan anlarsınız..

Oradan Tunel'de O'nu ve yılbası ekibimi gordum. Seviyorum onları :)

Ardından en yakın arkadasımla kahve içtik, cok ozlemisim onu.
Sonra bize Onur'da eklendi ki onun bu aksam dogum gunu (kucuk Beyoğlundayız..)
Onur gitti O geldi. Yanımızdan filiz ayrıldığında zaten bayağı geçti. Sıcak bir kahve sonrası eve varıldı.

Kısacası uzun zamandır yapmadığım bir şey yapıldı, arkadaşlar görüldü, özlem giderildi. Seçenekler çoktu, bunun keyfi çıkarıldıç

Bu sabah;
kahvaltıda haşlanmış karnıbahar ve nar yedim. Sormayın neden.. :)

1 yorum:

Hayati Kandiyoti dedi ki...

Sushi yemişsin sen zaten... Şimdi anlaşıldı. :p

Ne şanslı insanlar vardır ki, kılavuzları dünyayı içlerinde saklamışlar...
Şanslıyım yani, dediğim o.