7 Ocak 2016 Perşembe

İncecikti ip,
bir hamle ile peyniri kesivermişti,
tam yanında sabahtan beri ağır ağır kaynayan süt,
ansızın kesilivermişti.

üzerimize sinen bu yeni - ve pek tabi çok eski, kokunun adı,
şehirsiz kalmışlıktı.
azıcık ilgilenilse yüzümüz gülüyordu,
ve azıcık bırakılsa, kendi başılığımıza dönüyorduk.

yalnızlığa alışmıştık.
kuru ekmeğin yanındaki peynir gibi,
insanın yanındaki yalnızlık.

kendimize karşı acımasızdık.
o ve ben.
ve biraz da haksızlığa uğramıştık,
yine, o ve ben.

sonra bilirsiniz,
demet demet rokalar,
sepet sepet yumurtalar,
bir tutam kişniş,
biraz sokak müziği,
biraz el mahareti,
biraz buz,
biraz kor,
biraz biz.

Hiç yorum yok: