9 Ekim 2014 Perşembe



Güneşli günler var. Güneş her eve, her haneye, hiçbir ayırım gözetmeksizin gerekli. Renkler var. Öyle koyu zamanlarında hayatın ağzımızda dağılıveren renkleri gerekli. Ağzımızdan bedenimize, oradan nefesimize oradan havaya, oradan yanımızdakilere, yollara, caddelere, evrenlere akan renkler gerekli.

Seferi olmanın o özgün, özgürlükçü, özlem dolu hali var bu ara. Çok fazla duyguyu bir arada yaşamanın olanaklı olduğu zamanlar bunlar. Vazgeçmelerin, elinden tutuvermelerin, ağlamaların, özleyivermelerin, korkuvermelerin, sevivermelerin, sevinivermemlerin, serinleyivermelerin, güçlü olmayı öğrenmenin, gülmeyi anımsamanın, gülmeyi anımsatanların krallık vakitleri bunlar. İçinin deli bir deniz olduğunu bilerek, ve de ah tam da buna inat- gökyüzünü elinden tutup portakal bahçesinin içine sokmak gerekli zamanlar.

Sevdiğinin elinden tutup portakal şerbeti içirilesi zamanlar. Korkarken korkma demeli zamanlar. Korkma dedikçe iyileşmeli ve iyileştirmeli zamanlar. Sevginin herşeyi alt ettiği zamanlar.

Arkada blues çalıyor. Az sonra bitecek. Daha güzel bir şarkı başlayacak. Seziyorum. Hava az daha açılacak. Keyifler yerine gelecek. İstanbul'lardan lokumlar gelecek. Biliyorum.


Hiç yorum yok: