21 Haziran 2013 Cuma

Kızılcıklar Kadar




Siyahlı ve kırmızılı kadın arasında seçim yapmamız gerekirdi bazen
Biz bir çocuğun çoğunluğuyla giderdik seçimlere
Muhattap alamadığımız karanfiller vardı, gece vakti yollarımızı kesen.
Meşru bir köstebek tünel kazardı gündüzleri.

O ise gecesi ile gündüzünü karalamıştı.

Oysa diğerinin tebeşiri vardı. Alıp kumsala adını yazardı.
Mosmordu kolları.
Sırtları asitli sulardan yanık
Kalbinde ise ilk defa yara merhemi.

Ip atladı sonra.
Iplerinin peşini bırakmadı ilk defa.
Ne de ilklerinin peşini.

Yağdı gönlünce.

İnce bir tren vardı.
Kaşı ve gözü.

Binlerce inç uzunluğunda idi, mazur görüşü bir kobrayı.
Oysa o şimdi, yaz akşamları kızılcıklar kadar inatçıydı.

-

Darı ekerdi bahçede kadınlar
Oysa bu ülkenin kadıları bile birbirlerine dargındılar.
Denizleri, dalgalıydılar
Çocukları, asılsızdılar
Bahçeleri, bakımsızdılar

Kullan-at’lık otelleri vardı, tek gecelik.
Bir tek onlar anlardı halden, kimsesizlikten.
Onlar anaçtılar, sanatçıydılar, insandılar
Onlar sözlerle kurşunlandılar.
Şükran ile korundular.



Hiç yorum yok: