12 Ocak 2011 Çarşamba

kaçıncı yeniciyim diye soran bir eskici gördüm bugün.
gözlerime inanamadım.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Her hafta düzenli olarak gördüğüm ve ısrarla elindeki mendilleri umursamadan her hafta gözümün içine bakarak para isteyen yaşlı teyze yoktu bu hafta yerinde... o kadar alışmışım ki ona,onun o tablodaki yerine... ben yürüdüm ama gözüm,aklım onun köşesinde kaldı...hatta biraz kaygılandım, acaba iyi mi diye...biliyorum çok saçma...acaba haftaya yerinde olur mu, yoksa başka bi yer mi belledi kendine...haftaya ''yapma be teyze''' der şekilde bakmıcam sanırım ona.bi çift laf edebilmeli, hatta geçen hafta nerede oldugunu mu sorsam...
Senin eskici bana benim teyzeyi hatırlattı.Görelim bakalım...

Adsız işte.

cansu dedi ki...

Tilki işte o zaman göründü.
-Günaydın! dedi tilki.
-Günaydın! dedi Küçük Prens, nazikçe; arkasına döndü, fakat bir şey göremedi.
-Buradayım! dedi ses, elmanın altında!...
-Kimsin sen? dedi Küçük Prens. Çok güzelsin...
-Ben tilkiyim, dedi tilki.
-Gel oynayalım! dedi Küçük Prens. Çok üzgünüm.
-Seninle oynayamam, dedi tilki. Evcilleşmiş değilim ben.
-Yaa! Affedersin! dedi Küçük Prens.
Biraz düşündükten sonra:
-“Evcilleşmiş” ne demek?
-Buradan değilsin anlaşılan, dedi tilki. Ne arıyorsun?
-İnsanları arıyorum, dedi Küçük Prens. Evcilleşmiş ne demek?
-İnsanların, dedi tilki, tüfekleri var; avlanırlar. Rahatsız edici bir şey! Bir de tavuk yetiştirirler. Tek iyilikleri de bu. Yoksa, sen de tavuk mu arıyorsun?
-Hayır! dedi Küçük Prens. Arkadaş arıyorum. Evcilleşmiş ne demek?
-Pek unutulmuş bir şey, dedi tilki. Evcilleşmiş demek “bağlar kurmak” demektir.
-Bağlar kurmak?