26 Kasım 2010 Cuma



Yağmur yağıyor.

Londra özlemi, uzaklara gitme cesaretini besliyor. İçimde çoktandır sessiz kalan özgür kız yavaş yavaş uyanıyor. Uyanış. Şahlanma.

Yağmur, özgürlük. Ağlayabilme özgürlüğü. Yalnızlığı sevme. İnsan yalnızlığı severse, korkusuz olur.

Bu sefer kalabalık bir yalnızlık. Hayatımda özel insanlar var. onlar var. her an yenileri de çıkabilir karşıma. Piyango.

Yağmur cesaret.

Yağmur. kendine değer verme. kıyaslamama. gerek yok. hayat, tadına varılası.

Yağmur amaçlarla ilgilenme, araçlarla değil.

Bugün hayatımda üç buçuk adam var. Marx, Gramsci, Weber ve buçuk; Engels.

Engels'in şöhret olmamış yanı bir hayli eksik, hepimiz gibi.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

cıktı karsıma veya buldum seni...cok onceden istemistim cok icten...simdi geldi...
eskiden cok uzak da degildik hani.ama eskiden...
simdi yazılarını seninle konusur gibi okuyorum, keyifli...
gel haftasonu yagmuru da boyle karsılayalım, yanlızlıgı, sıcak bozayı keza ic ses col fırtınalarını da...nazım ''yasamaya dair'i'' dinleyelim genco-fazıl ikilisinden...yine olsun gozlerimiz kapalı, yuzumuz gokyuzune donuk,ellerimiz acılmıs olsun iki tarafa, ''icimize'' kadar ıslanalım o yagmurda, unutalım nerde oldugumuzu...

bu yazın baska bi farkındalık sagladı bende, tesekkurler...

Adsız iste;)

cansu dedi ki...

Yazı o kadar tanıdık ki..
Lakin kimsin sen?