12 Eylül 2010 Pazar


Bir dansçının ellerimde titremesi bu kadar mı heyecanlandırır beni.

Sürreal geceler yaşanıyor. Sözler karışık, duygular karışık, politika karışık.

Öyle gecelerde hür oluyorum. Değişik bir sarı şemsiye alırsın. Sevigiline bakarken sevigilin sarıdır. Sarı kediler kadar sarı. Sarışın kadınlar kadar sarı.

Ebeveynlerim paltom, atkım, hırkam, şalım.

Vaktin sınırlı, ortak bir istek olmalı beraber olmak için. Öyle gecelerde benimle olanlar - ki insandan çok anlar- beni çekiyor biliyorum. Jazz çalıyor - jazz'ı caz diye yazmaya elim gitmiyor - ve ben bende olan adamları düşünüyorum. "Öyle adamlar sevdim ki zaten yoktular" bir serzeniş mi yoksa gerçeklik mi? Anarşist bir ispat isteği yüreğimde kol geziyor.

Bu gece bir gardolaptan göz yaşları dökülmez. Bu gece yakıcı şarkılar dinlenmeli. Ahlak sorgulamalı ve hiçbir konuşma olmamalı. Bütün sözler tüfek kadar ağır.

"I've got you under my skin" çalıyor.

Her cansu dendiğinde bakıyorum. Kim benden söz açsa biliyorum. Hikayeler her gün tekrar yazıyor kendini.

Aynada her şey mavileşiyor ve hayatın donan tarafını tozlu raflara kaldırıyorum.

İstemediğim şeyleri yapmama özgürlüğü. Öyleyse kendine bir yurt bulmalı. Olmamak istediğinde gideceğin bir yer gelmeli. Tam da çatı katında. Tam da yağmurla uyanılan. Tam da aşk acısı çekmiş birinin yanı.

Sur-real geceler yaşanıyor. "Sur" çalıyor. "Sur" bir kara adamı için bir daha çalıyor, bir deniz adamı için bir daha çalıyor. Ve bir hava adamı ise için biraz daha kısık sesle çalıyor.

Öyle gecelerde düstursuz oluyorum.

ve eyvahlar olsun derken bir çığlık eğiliyor kulağıma. Kimse görmesin diye bu kadar uzun, bu kadar derin.

Konuşmak ağır geliyor, sözler manasız. ve bir uçucu bir pembe var havada. Hala bana pembe yakıştırıyor birileri. Komik buluyorum bunu. Ben pembe isem gönlünüz bende olmalı. ve ifade hürrüyeti belki de asıl böyle günler için gerekli.

Dans ederken acılar yok oluyor. uzun tırnaklar, yüksek topuklular, bordo bir ruj

Yağmur.

Neden insanlar kırmızı görünce ağlamıyor anlamıyorum. Neden oy pusulalarını gemi pusulalarına tercih etmiyor?

neden istediklerim istediğim an yanımda olmuyor. Neden marulun rengi yeşil mesela* ve bir adamın seninin rengi bu kadar mı etkiler bir kadını.

Karadut çayı koynumda...

1 yorum:

GAMZEM dedi ki...

Küçücük yüreğine tüm evreni sığdırır da insan, sesizligin mühürünü vurur da dudaklarına.. Oysa gözlerinde yansıyan gerçeği haykırmak, duyurmak ister... yüreğini ve gözlerini susturamaz.