30 Nisan 2010 Cuma



Dün biri ile tanıştım; Alp Eren

Tam zamanında geldi. Ben tam hayatı çok ciddiye alırken, hayatımı iki sivri uca yerleştirirken bir anda orta yolun varlığını gösterdi. Ben ya bir işi çok ciddiyetle yapar ya da boşver der bırakıveririm. İşi iyi yapacaksam içimi terbiye ederim, dış şartları ona göre hazırlarım ama inatçı damarıma basılırsa da işin ulviliğini sorgular inat yapar bir daha o işe elimi sürmem. Pis tarafım vardır. Çocukluğumdan beri var da beni yeni tanımladım. Tanımlar tanımlamaz da üstesinden gelmem için bunun benzeri olaylar yaşadım. Dün de bunlardan birini yaşarken ve tam dünyaya ve haksızlığa uğramama kızarken geldi Alp Eren. Sloganı; hallederiz.

Yani adam çok ciddiye almıyor, ama boş ver de demiyor. Hallederiz diyor. Fıstık...
Rezil olmaktan da korkmuyor. Rezil olursa eğleniyor ama bir daha ki gelecek hamleye de odaklanıyor.

Üstesinden gelinmeyecek bir şey değil diyor. Hallederiz yani. Tadını çıkar.

Number one; kendine güveneceksin dedi dün akşam. Yeni mi mezun oldun, soranlara ne olacak bilmiyorum demektense, teklifleri değerlendiriyorum diyeceksin.

Number one; kendine güveneceksin.

Kendime güveniyorum.


P.S: Şimdi şu aceleciliğimi törpüleme niyetindeyim. Olan bir sorunu, olan bir soruyu hemen yanıtlamayı bırakmam gerekiyor.
Gerçi, hallederizzz ;)

Hiç yorum yok: